Tarihçe

İdari yönden Çanakkale ili,lapseki ilçesine bağlı bulunan Çardak; Çanakkale Boğazının Marmara denizi ile kesiştiği kuzey ucunda bir sahil kasabasıdır. Güneybatısında lapseki ,doğusunda Biga ilçeleriyle komşu olup,Gelibolu’nun tam karşısında Çanakkale- Bursa karayolu üzerinde Çanakkale’ye 37 Km. uzaklıkta 1930 yılından beri Belediye olan son nüfus sayımına göre 3454 nüfusu olan bir beldedir.
  
   Çardak’ın kuruluş tarihine göz attığımızda bugünki Çardak’ın tarihi eserlerin yapım ve bitiş tarihi olan 1464-1481 tarihleri arasında kurulduğu tahmin edilmektedir. 

   Bugünkü Çardak’ın yerli halkı Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Orta Asyadan gelen türkmen , yörük boylarının bugünkü Çardak’ın doğudan batıya denize paralel uzanan tepeler üzerinde kurulan Hasköy,Kalkavuz,Çamköyde yerleştiklerini bu köylere ait mezar kalıntılarından ve burada yaşayanların yakınlarının ifadelerinden anlaşılmaktadır.
   
   Anadoluda hüküm süren beylikler döneminde Karesi oğulları Beyliğine bağlı olan bu köyler Osmanlı Beyliğinin buralara hakim olmasıyla Çardak’ın kuruluşu şekillenmeye başlamıştır. Batıya açılma siyaseti uygulayan Osmanlılar Gazi Süleyman Paşa komutasında bugünkü Çardak’ın Alem Sultan Sokağında ( Mescit kalıntılarının olduğu yere ) bir mescit yapar ve otağını buraya kurar. Halk arasında rivayet edildiğine göre “Nereye Gidiyorsun? Çağırda’ğa ( Çardak’a ) “ denilerek bugünkü Çardak’ın ismi belirlenmiş oluyordu.

   Çardak Alem Sultana ( Bayrak, Alemin Sultanı ) otağını kuran Gazi Süleyman Paşa geçiş hazırlıklarına başlar. Donanması olmayan Osmanlı Beyliğinin geçişi sallarla yapması gerekiyordu. Karesioğulları’nın donanmasını da ele geçirmiş olan Osmanlılar bu donanmayı güvenlik ve gizlilik içinde olması nedeniyle kullanmadıkları bir görüştür. Bugün Salbaş (Baş Sal) diye adlandırılan mevkii o zamanlar gür ormanlarla kaplı bir arazidir. Osmanlılar büyük bir gizlilik içinde burada Sal yapımına girişirler. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra bugün kum adasının ucundan sallarını denize atarak bugünkü çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin de hedefi olan Avrupa Uygarlığına doğru yola koyulurlar ( 1358 ). Ancak bu geçişde; tarihin her sahnesinde Türk’ün savaşı şölene dönüştürme sevdası karşılarına çıkar. Sala almadıkları Kızıl Deli Sultan denilen gözü kara bir evliya sallar hareket ettikten sonra eteğine kum alarak başlar Gelibolu’ya doğru yürümeye her geçtiği yer kum olur. Bunu gören saldakiler durdurun salları bu ermiş boğazı kapatacak derler ve Kızıl Deli Sultan’ıda sallarına alarak Gelibolu Çimpe Kalesini feth ederler. Karşıya ilk geçen ( Sevinduk adlı ) Osmanlı neferi olmuştur. Bu salların yapımında ve Gelibolu’ya geçişte komutan konumunda olan zat daha sonra vefat etmiş ve salların yapıldığı yere gömülmüştür. Türkler’in Rumeli’ye geçmeleri ile Avrupa’daki Birliklere destek sağlamak ve boğaz güvenliğini temin için Osmanlılar Çardak’ta ordu buluındurmaya başlamışlar ve Gazi Yakup Bey’ide Boğaz Komutanı olarak buraya atamışlardır.

   Gazi Yakup Bey Alemsultan çevresindeki düz araziye Fatih Sultan Mehmet emriyle Gazi Yakup Bey tarafından 1479’da ( Ekrem Hakkı AYVERDİ Fatih Devri Mimarisi III ) 1 Kervansaray, 1 Camii, 7 İçme ve kullanma su kuyusu, 1 Hamam, 9 Dersli Medrese, 2 Beyt ev 1481 yılına kadar tamamlayarak Ergenekon’dan buyana yükseklerde yaşamayı özgürlüğün sembolü olarak görmelerinden ve Korsan tehlikelerine karşı önlem alarak tepelerde kurdukları Çamköy, Hasköy ve Kalfadız köylerinde yaşayan halkı alt yapısını kurduğu Çardak’ta iskana zorunlu kılarak Çardak’ı merkezi yerleşim birimi haline getirmiştir. Gazi Yakup Bey’in yaptığı eserlerden Camii, Kervansaray ve kuyular halen ayakta ve hizmet görmektedirler. Çardak’ta vefat eden Gazi Yakup Bey’in kabri Camii avlusunda aile efradının mezarlığı belediye hizmet binası yanında bulunmaktadır.  

 

TARİHİ ÇARDAK GÜREŞLERİ

 



 TARİHİ ÇARDAK GÜREŞLERİ

 

« Çardak denilen yerde her yıl çok iddialı güreşler olagelmiştir. Her güreş yerinin bir özelliği olduğu gibi, Çardak Güreşlerinin de Kırkpınar güreşlerinden sonra Anadolu ve Rumeli Pehlivanlarının karşı karşıya geldikleri, Boy ölçüştükleri bir yer olmasıdır. Anadolu’da yetişmiş en ünlü pehlivanlardan olsun, Rumeli’de yetişmiş en tanınmış pehlivanlardan olsun Çardak güreşlerine katılmamış olanı hemen hemen yok gibidir.»

Murat Sertoğlu Rumeli Türk Pehlivanları Kültür Bakanlığı Yayınları, 1986

Rahmetli Murat Sertoğlu’nun yaptığı bu mükemmel tespit ile başlarız Tarihi Çardak Güreşlerine. Her yere nasip olmayacak çok önemli bir kültür varlığını en az 300 senedir yaşatıyoruz. Bu yıl 284. Tarihi Çardak Güreşleri yapılacak.

Yine her yıl olduğu gibi : 26 Ağustos. Tarih değişmez.

Yine her yıl olduğu gibi : Çamlık Ermeydanı. Yer değişmez.

Cumhuriyet tarihi boyunca devamlı yapılan güreşler : Aynı ve belki de sadece Kırkpınar gibi; her yıl devamlı yapılan güreşler. (Belgeler :Tarihi Çardak Güreşleri  kitabı, Ahmet Acar )

İşte bu yüzden gururluyuz. Çamlık Ermeydanı yaklaşık 300 yıldır bu güreşlere ev sahipliği yapıyor.

Biz 300 yıl diyoruz da aslen ne zaman başladı ?  Hikaye şöyle başlar 1354 yılında :

“Süleyman Şah ve yoldaşları 80 kişilik bir cengâver grubuyla şimdi Salbaş mevkii dediğimiz menzile Rumeli’ye geçmek üzere geldiler. Çünkü bu mevki gerek mesafe, gerekse stratejik açıdan en uygun yerdi. Cengâverler Salcı Başı dedeye yardım ederek önce Rumeli’ye geçmek için gerekli salları yaptılar. Sonra da dinlenmeye çekildiler. Ertesi sabah uyanıp idmana başladılar. İdman sırasında Yanlarında bulunan Pehlivanların Piri Kızıl Deli Sultan’ın(Seyyit Ali Sultan) duaları ile 40 yiğit güreş tuttular. Fakat birçoğu akşama kadar yenişemediler. Bunun üzerine Süleyman Şah cengâverlere artık güreşi bırakmalarını ve bu güreşin devamını da Rumeli’ye geçtikten sonra uygun bir yer ve zamanda tekrar tutmalarını söyledi. Yaşlı bir zat olan Salcı Başı dede   orada vefat etti. Cengâverler bu günlerin anısını yaşatmak üzere, Rumeli’ye geçişin de bir nişanesi olarak salların yapıldığı yere bir meşe ağacı diktiler. Salcı Başı Dede’yi bu meşe ağacının altına gömdüler. Daha sonra sallara binerek Gelibolu’ya geçmek üzere hareket ettiler. “

İşte böyle başladı Tarihi Çardak Güreşleri Salbaş ağacı altında ve 664 yıl evvel. Elbette orada öylece kalmadı. Sultan Murat Hüdavendigar Gazi Çardak kasabasının kuruluşunu tamamladı. Rumeli’ye geçmeden evvel Kendisi de bizzat Alemsultan Mevkiine otağını kurdu ve bir müddet Çardak’ta ikamet etti.  Daha sonra da Sultan Avcı Mehmet Çardak’a geldi ve merkez üs olarak Çardak Kasabası’nı kullanarak Çanakkale bölgesini gezdi. Büyük şenlikler yapıldı. Sultanın olduğu yerde güreş olmaz mı ? İşte yaklaşık bu tarihlerde başlayan Çardak Panayırı ile birlikte Güreşler ve at yarışları da yapıldı ve bugünlere kadar geldik. Bu yüzden de güreş yapılmayan yılları çıkardığımızda bu yıl 284. Güreşimiz yapılacak oluyor. Başlangıçtan saymıyoruz. Sadece geçmişten bize gelen yapılan panayır ve güreşleri sayarak 284. Güreşlere ulaşıyoruz.

Buna rağmen belgelere dayalı güreş tarihimiz 1894 yılına kadar iniyor. Aliço’nun başhakem olduğu meşhur 1894 güreşi. Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli ve Katrancı güreşiyorlar.  O yıllarda bölgemizden yaman pehlivanlar da çıkmış. Çardaklı Çırpan pehlivan, Arap Mehmet pehlivan, Hafız Pehlivan,aynı zamanda Cazgırlığı ile de ünlü Çubukçuoğlu Mehmet Pehlivan, Danişmendli Kel Ali, Kozçeşmeli Hasan pehlivan gibi. Daha sonraları Ülfettin Çekmece, Mehmet Korkmaz, Yeniceli Mahmut, Bigalı Saffet, Kundaklıdan Deli hasan, Kızıldam’dan Kör Orhan ve daha niceleri.

Adalı, Kurtdereli, Katrancı uzun yıllar Çardak’ta güreş tutmuşlar. Adalı ile Kurtdereli bir Çardak güreşi sonrası kardeş olmuşlar. Katrancı Mehmet’in Çardak’ta özel seyirci kitlesi varmış.

Çardak Güreşleri hakkında bir diğer önemli belge de 1912 Çardak Panayır ve Güreş ilanıdır. Bu ilanda devrinin önemli pehlivanları olan Kara Emin, Manyaslı Muharrem, Çerkes Kamil, Sebeblili Hüseyin, Şumnulu Mestan gibi önemli pehlivanların güreştiklerini öğreniyoruz.

Hangi birini anlatsak ? Büyük pehlivanlar Bu meydanda Kırkpınarın rövanşına geldiler. Kozlarını kıyasıya paylaştılar. Murat Sertoğlu’nun dediği gibi : “Çardak’ta güreşmeyen pehlivan yok gibidir.”

Adalı ile Kurtdereli’nin Çardak’ta başlayan kardeşliğini mi,?

Aliço’nun 70 yaşında Adalı ile yaptığı son güreşi mi?

Yenici Mehmet’in Benli Abdullah’a kıyamayıp yenilmesini mi? Ve sonra aralarında doğan dostluk ve yardımlaşmalarını mı?

Koç Ahmet’in Kara Ali Acar’ı aldatıp yenmesini mi?

Kara Ali Acar ile Manisalı Rıfat’ın Çardak güreşlerine 1 ay hazırlandıkları Erikli Köyüne kıtlık getirmelerini mi?

Hasan Acar la Atan kardeşlerin rekabetini mi?

İbrahim Karabacak ile Mehmet Ali yağcı’nın 10 lira için Çardak’ta 2 yıl üstüste birbirlerini tellere atmalarını mı?

Sezai Kanmaz’ın “Kör “ diyerek tezahürat yapan Çardaklı güreşseverlere kırılıp bir daha Çardak güreşlerine katılmayışını mı?

Fehmi Özkan’ın 35 yıldan sonra her yıl geldiği Çardak’ta Jübilesini de yapmasını mı?

Orhan Okulu’nun bir ilki başararak üç yıl üst üste Çardak’ta başpehlivan olup Altın Kemer’in ebedi sahibi olmasını mı?  

Tarihi Çardak Çamlık meydanı böyle bir yerdir. Acı, tatlı bir çok hatıra var. Büyük pehlivanların büyük dostlukları, büyük rekabetleri, büyük güreşleri var. Sevgileri, saygıları, akıttıkları ter ve üstün çabaları var. Her şeyden önce de Kırkpınar’ ın rövanşı var.

İşte Çardak Er Meydanı 120 yıldır yeri değişmeyen belki de tek meydandır. Çardak Çamlık Ermeydanı. Dile kolay, 120 yıldır hep aynı yerde yapılıyor. Bu bize çok önemli bir neticeyi de veriyor :

Yağlı Güreş Tarihinin bilinen tüm Başpehlivanları, Aliço’dan itibaren tutun da Adalı Halil, Kurtdereli, Koca Yusuf, Katrancı, Kara Ahmet, Şumnulu Rüstem, Pamukçu Osman, Sebeblili Hüseyin, Çırpan Pehlivan, Kara Emin, Şumnulu Mestan, Manyaslı Kamil ve Muharrem sonrasında Cumhuriyet döneminde Benli Abdullah, Yenici Mehmed, Manisalı Rıfat, Kara Ali Acar, Tekirdağlı Hüseyin, Gostivarlı Mülayim, Koç Ahmet, Karacabeyli Hayati, İbrahim Erdi, Sındırgılı Şerif, Kulelili Mustafa, Çolak İsmail, Hayrabolulu Süleyman, Tarzan Mehmet, Atan Kardeşler, Hasan Acar, İbrahim Karabacak, Mehmet Ali Yağcı, , Kel Hüseyin, Ülfettin Çekmece, Kara Ali Çelik, Göçmen Recep, Aydın Demir, Arap Mustafa, Ordulu Mustafa, Nazmi Uzun, Sabri Acar, Magirus İbrahim, Saffet Kayalı, Hüseyin Çokal, Recep Gürbüz, Ahmet Taşçı, Vedat Ergin, Recep Kara, Şaban Yılmaz, Hasan Tuna, Mehmet Yeşilyeşil,Orhan Okulu, İsmail Balaban, Ali Gürbüz ve adını sayamadığımız fakat hatırladığımız diğer Türkiye Başpehlivanları hepsi de aynı meydanda güreştiler.

Bakınız bu çok önemli. Kırkpınar’ın bile yeri en az 3 kez değişti. Ama Çardak Çamlık Er Meydanı değişmedi. Burada bütün önemli pehlivanlar illa ki güreş yaptılar. Aynı Meydanda Aynı şartlar altında.

G

TARİHİ ÇARDAK GÜREŞLERİ

 



 TARİHİ ÇARDAK GÜREŞLERİ

 

« Çardak denilen yerde her yıl çok iddialı güreşler olagelmiştir. Her güreş yerinin bir özelliği olduğu gibi, Çardak Güreşlerinin de Kırkpınar güreşlerinden sonra Anadolu ve Rumeli Pehlivanlarının karşı karşıya geldikleri, Boy ölçüştükleri bir yer olmasıdır. Anadolu’da yetişmiş en ünlü pehlivanlardan olsun, Rumeli’de yetişmiş en tanınmış pehlivanlardan olsun Çardak güreşlerine katılmamış olanı hemen hemen yok gibidir.»

Murat Sertoğlu Rumeli Türk Pehlivanları Kültür Bakanlığı Yayınları, 1986

Rahmetli Murat Sertoğlu’nun yaptığı bu mükemmel tespit ile başlarız Tarihi Çardak Güreşlerine. Her yere nasip olmayacak çok önemli bir kültür varlığını en az 300 senedir yaşatıyoruz. Bu yıl 284. Tarihi Çardak Güreşleri yapılacak.

Yine her yıl olduğu gibi : 26 Ağustos. Tarih değişmez.

Yine her yıl olduğu gibi : Çamlık Ermeydanı. Yer değişmez.

Cumhuriyet tarihi boyunca devamlı yapılan güreşler : Aynı ve belki de sadece Kırkpınar gibi; her yıl devamlı yapılan güreşler. (Belgeler :Tarihi Çardak Güreşleri  kitabı, Ahmet Acar )

İşte bu yüzden gururluyuz. Çamlık Ermeydanı yaklaşık 300 yıldır bu güreşlere ev sahipliği yapıyor.

Biz 300 yıl diyoruz da aslen ne zaman başladı ?  Hikaye şöyle başlar 1354 yılında :

“Süleyman Şah ve yoldaşları 80 kişilik bir cengâver grubuyla şimdi Salbaş mevkii dediğimiz menzile Rumeli’ye geçmek üzere geldiler. Çünkü bu mevki gerek mesafe, gerekse stratejik açıdan en uygun yerdi. Cengâverler Salcı Başı dedeye yardım ederek önce Rumeli’ye geçmek için gerekli salları yaptılar. Sonra da dinlenmeye çekildiler. Ertesi sabah uyanıp idmana başladılar. İdman sırasında Yanlarında bulunan Pehlivanların Piri Kızıl Deli Sultan’ın(Seyyit Ali Sultan) duaları ile 40 yiğit güreş tuttular. Fakat birçoğu akşama kadar yenişemediler. Bunun üzerine Süleyman Şah cengâverlere artık güreşi bırakmalarını ve bu güreşin devamını da Rumeli’ye geçtikten sonra uygun bir yer ve zamanda tekrar tutmalarını söyledi. Yaşlı bir zat olan Salcı Başı dede   orada vefat etti. Cengâverler bu günlerin anısını yaşatmak üzere, Rumeli’ye geçişin de bir nişanesi olarak salların yapıldığı yere bir meşe ağacı diktiler. Salcı Başı Dede’yi bu meşe ağacının altına gömdüler. Daha sonra sallara binerek Gelibolu’ya geçmek üzere hareket ettiler. “

İşte böyle başladı Tarihi Çardak Güreşleri Salbaş ağacı altında ve 664 yıl evvel. Elbette orada öylece kalmadı. Sultan Murat Hüdavendigar Gazi Çardak kasabasının kuruluşunu tamamladı. Rumeli’ye geçmeden evvel Kendisi de bizzat Alemsultan Mevkiine otağını kurdu ve bir müddet Çardak’ta ikamet etti.  Daha sonra da Sultan Avcı Mehmet Çardak’a geldi ve merkez üs olarak Çardak Kasabası’nı kullanarak Çanakkale bölgesini gezdi. Büyük şenlikler yapıldı. Sultanın olduğu yerde güreş olmaz mı ? İşte yaklaşık bu tarihlerde başlayan Çardak Panayırı ile birlikte Güreşler ve at yarışları da yapıldı ve bugünlere kadar geldik. Bu yüzden de güreş yapılmayan yılları çıkardığımızda bu yıl 284. Güreşimiz yapılacak oluyor. Başlangıçtan saymıyoruz. Sadece geçmişten bize gelen yapılan panayır ve güreşleri sayarak 284. Güreşlere ulaşıyoruz.

Buna rağmen belgelere dayalı güreş tarihimiz 1894 yılına kadar iniyor. Aliço’nun başhakem olduğu meşhur 1894 güreşi. Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli ve Katrancı güreşiyorlar.  O yıllarda bölgemizden yaman pehlivanlar da çıkmış. Çardaklı Çırpan pehlivan, Arap Mehmet pehlivan, Hafız Pehlivan,aynı zamanda Cazgırlığı ile de ünlü Çubukçuoğlu Mehmet Pehlivan, Danişmendli Kel Ali, Kozçeşmeli Hasan pehlivan gibi. Daha sonraları Ülfettin Çekmece, Mehmet Korkmaz, Yeniceli Mahmut, Bigalı Saffet, Kundaklıdan Deli hasan, Kızıldam’dan Kör Orhan ve daha niceleri.

Adalı, Kurtdereli, Katrancı uzun yıllar Çardak’ta güreş tutmuşlar. Adalı ile Kurtdereli bir Çardak güreşi sonrası kardeş olmuşlar. Katrancı Mehmet’in Çardak’ta özel seyirci kitlesi varmış.

Çardak Güreşleri hakkında bir diğer önemli belge de 1912 Çardak Panayır ve Güreş ilanıdır. Bu ilanda devrinin önemli pehlivanları olan Kara Emin, Manyaslı Muharrem, Çerkes Kamil, Sebeblili Hüseyin, Şumnulu Mestan gibi önemli pehlivanların güreştiklerini öğreniyoruz.

Hangi birini anlatsak ? Büyük pehlivanlar Bu meydanda Kırkpınarın rövanşına geldiler. Kozlarını kıyasıya paylaştılar. Murat Sertoğlu’nun dediği gibi : “Çardak’ta güreşmeyen pehlivan yok gibidir.”

Adalı ile Kurtdereli’nin Çardak’ta başlayan kardeşliğini mi,?

Aliço’nun 70 yaşında Adalı ile yaptığı son güreşi mi?

Yenici Mehmet’in Benli Abdullah’a kıyamayıp yenilmesini mi? Ve sonra aralarında doğan dostluk ve yardımlaşmalarını mı?

Koç Ahmet’in Kara Ali Acar’ı aldatıp yenmesini mi?

Kara Ali Acar ile Manisalı Rıfat’ın Çardak güreşlerine 1 ay hazırlandıkları Erikli Köyüne kıtlık getirmelerini mi?

Hasan Acar la Atan kardeşlerin rekabetini mi?

İbrahim Karabacak ile Mehmet Ali yağcı’nın 10 lira için Çardak’ta 2 yıl üstüste birbirlerini tellere atmalarını mı?

Sezai Kanmaz’ın “Kör “ diyerek tezahürat yapan Çardaklı güreşseverlere kırılıp bir daha Çardak güreşlerine katılmayışını mı?

Fehmi Özkan’ın 35 yıldan sonra her yıl geldiği Çardak’ta Jübilesini de yapmasını mı?

Orhan Okulu’nun bir ilki başararak üç yıl üst üste Çardak’ta başpehlivan olup Altın Kemer’in ebedi sahibi olmasını mı?  

Tarihi Çardak Çamlık meydanı böyle bir yerdir. Acı, tatlı bir çok hatıra var. Büyük pehlivanların büyük dostlukları, büyük rekabetleri, büyük güreşleri var. Sevgileri, saygıları, akıttıkları ter ve üstün çabaları var. Her şeyden önce de Kırkpınar’ ın rövanşı var.

İşte Çardak Er Meydanı 120 yıldır yeri değişmeyen belki de tek meydandır. Çardak Çamlık Ermeydanı. Dile kolay, 120 yıldır hep aynı yerde yapılıyor. Bu bize çok önemli bir neticeyi de veriyor :

Yağlı Güreş Tarihinin bilinen tüm Başpehlivanları, Aliço’dan itibaren tutun da Adalı Halil, Kurtdereli, Koca Yusuf, Katrancı, Kara Ahmet, Şumnulu Rüstem, Pamukçu Osman, Sebeblili Hüseyin, Çırpan Pehlivan, Kara Emin, Şumnulu Mestan, Manyaslı Kamil ve Muharrem sonrasında Cumhuriyet döneminde Benli Abdullah, Yenici Mehmed, Manisalı Rıfat, Kara Ali Acar, Tekirdağlı Hüseyin, Gostivarlı Mülayim, Koç Ahmet, Karacabeyli Hayati, İbrahim Erdi, Sındırgılı Şerif, Kulelili Mustafa, Çolak İsmail, Hayrabolulu Süleyman, Tarzan Mehmet, Atan Kardeşler, Hasan Acar, İbrahim Karabacak, Mehmet Ali Yağcı, , Kel Hüseyin, Ülfettin Çekmece, Kara Ali Çelik, Göçmen Recep, Aydın Demir, Arap Mustafa, Ordulu Mustafa, Nazmi Uzun, Sabri Acar, Magirus İbrahim, Saffet Kayalı, Hüseyin Çokal, Recep Gürbüz, Ahmet Taşçı, Vedat Ergin, Recep Kara, Şaban Yılmaz, Hasan Tuna, Mehmet Yeşilyeşil,Orhan Okulu, İsmail Balaban, Ali Gürbüz ve adını sayamadığımız fakat hatırladığımız diğer Türkiye Başpehlivanları hepsi de aynı meydanda güreştiler.

Bakınız bu çok önemli. Kırkpınar’ın bile yeri en az 3 kez değişti. Ama Çardak Çamlık Er Meydanı değişmedi. Burada bütün önemli pehlivanlar illa ki güreş yaptılar. Aynı Meydanda Aynı şartlar altında.

Genç Pehlivanlarımız, Başpehlivanlarımız için Aliço , Adalı, Kurtdereli, Koca Yusufların güreş yaptıkları bu meydanda güreş tutmak bir onur vesilesidir. Aynı çayırda el bağlıyorlar.Güreşlerinde bu kahramanları hatırlasınlar ve ona göre güreşsinler inşallah. Çünkü günümüzde hiçbir Ermeydanında böyle bir tarih yok. 

enç Pehlivanlarımız, Başpehlivanlarımız için Aliço , Adalı, Kurtdereli, Koca Yusufların güreş yaptıkları bu meydanda güreş tutmak bir onur vesilesidir. Aynı çayırda el bağlıyorlar.Güreşlerinde bu kahramanları hatırlasınlar ve ona göre güreşsinler inşallah. Çünkü günümüzde hiçbir Ermeydanında böyle bir tarih yok.